25 Ağustos 2012 Cumartesi

Kelimelerin istedeğin kadar yüreğinden çıksın ve sen istediğin kadar aşık ol birine hiç incitme hiç kırma istediğin kadar özel olsun yüreğinde, ve sen onun acılarını da yaşa ortak et acılarına, gözlerin bir ona dolsun ve istediğin kadar yeniden doğmuşcasına sarıl ona geçmişinde geleceğinde o olmuşcasına koşşş, Sadece onun seni hissettiği kadarsın... Yetmez bunlar anlamak istesende istemesende senin elinde değildir bir başkasının sana olan hisleri, sevgi tanımı aynı değildir ve senin kadar hissetmek zorunluluğuda yoktur zaten... Yani Tahirle Zühre meselesi... Sevdiğine değersiz hissettirmez kendini sevdiğini ezmez bu kadar ve yüreği çarpar her an zaman zaman değildir sevgi... Senin gözlerin kurusada ağlamaktan senin için dökülmez onun gözlerinden yaş, yani sevilmek için onun yüreğinde yer olmalı sana ite kaka giremezsin bir yüreğe... ucundan tutulmaz AŞK dediğinnn KOCA KOCA SARILIR SARMALANIR... Huzur Güven Umut Mutluluktur AŞK... Onunla bir hissedebilmektir kendini sen ona bir hissettiremezsin zorla, Sana ancak böle gözlerinden süzülen bi kaç damla yaş eşlik eden yanağından süzülür boynunda bütünleşir....... Bekleyemezsin onun senin onu düşündüğün kadar düşünmesini seni onu kırdığında istemeden senin canın çok yanıyor diye o seni kırdığında onunkide yanmalı diye birşey yok yani..... Ancak kendine anlatır cevapsız sorularında nefesini kesersin kendinin... tek başına bakarsın bu ekrana kendine bile yalan sölersin işte kendime anlatıyorum diye, onula konuşuyosun işte yokluğunda... Oysa ne kadar da mantıklısın başkalarına olay çözümlemesi yaparken kendine gelince Onurluğundan eser yok belkide onurundan... Aşk gurur işi değil dediğinden belki... Belkide saklanıyosun o koca cümlelerin arkasına, durup durup yazıyorum evet sanırım kırık biraz kolum kanadım sanırım biraz yara aldı yüreğim... Kaçışlarım gibi koşuşlarımda sert sanırım... Karanlıklarımın zifiri olduğu kadar aydınlıklarımı parlak istememden belki de... Toparlanmamış cümleler çıkıyor bu sefer kendim gibi parçalarını yerine koyamadığın puzzle gibi her bir tarafım bir yere çekiyor beni... Gerçekleri her sölediğinde onun sölemediğimde benim canım yanıyor aşkta çelişki böyle birşey sanrım... Sevdiğini sölediğin insanla neden savaşırsın anlayamadığım bu neden insanlar huzur bu kadar kolayken zora sokarlar ve istedikleri tek şey huzurken... Hep hayat mı suçludur yoksa bizmi zoru seçiyoruz SEVMEK SEVİLMEK güzel iş farkettiğinde hatalarını düzeltmek işi bazen... Daha çok incitmek mi nefes aldıran acaba... yine tamalayacak kadar izin vermiyo gözlerim bana... ama taslaklarda kalmasın artık ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder